Charles Bukowski orta yaşlarda meşhur olan bir romancıdır. Bu yüzden, meşhur olmadan önce yaşadığı hayatı ve o hayattaki sorunlarını her zaman romanlarına ve şiirlerine yansıtmıştır. “Kadınlar” adlı romanında hayatına giren pek çok kadını anlatmış onlarla yaşadığı aşk, tutku ve seks anılarını kaleme almıştır. Romanda kendi hayatını konu edinmiş, hayatına giren kadınlar üzerinden küçük bir biyografisi yazmıştır. Bukowski “Henry Chinaski” takma adını romanda kullanmıştır.
“Kadınlar” romanı, altmış yaşına gelmiş. Amerikanın popüler olmayan, özellikle genç kitle tarafından sevilen şair ve yazar Henry Chinaski’nin kadınlarla yaşadığı tecrübeleri konu edinen bir eserdir. Eserde cinselliğe ve cinsel tabulara yönelik pek çok görüş belirtilmiştir. Bukowski’nin bu romanı yazmasındaki asıl amacının, “70’li yıllarda yaşanılan mahremiyeti ve seksin kötü bir şey olduğuna inanılan düşünceleri yıkmak” olduğu söylenir. Romanda kendi üzerinden, hayatına giren genç yaşlı pek çok kadının profilini çizmiş, onlarla geçirdiği cinsel hayatı konu edinmiştir. Alkol bağımlılığını ve alkolizme yaklaşan bir hayatı göstermiş, romanda alkolü ne kadar sevsede onun berbat bir uğraş olduğundan bahsetmiştir. Romanı üç beş sayfadan oluşan başlıklar altında yazmış, karşılıklı konuşmalara ve iç anlatılara yer vermiştir. Bukowski hayatının küçük bir kısmını, 2 yıllık bir zaman dilimini kaleme almıştır. Roman alışıla gelmiş roman türlerinden farklıdır. Romanın belli bir konusu ve tarzı yoktur. Biyografi tarzında yazıldığı ve anılarından oluştuğu için kitabının sonu ile başı arasında pek bağlantı bulunmaz. Kitap hayatına giren bir kadınla başlar, hayatından çıkan bir kadınla biter. Romanın konusu, hayatında önemli yer etmiş, aşık olduğu, peşlerinden koştuğu, birlikte yaşadığı kadınların özellikleri ve bu kadınlarla geçirdiği anılardır.Bukowski’nin tarzını aşağıdaki küçük bir alıntı da bulabilirsiniz:“Kadın olsaydım kesinlikle orospu olurdum. Erkek olarak doğduğum için sürekli kadınları arzuladım. Ne kadar aşağılardaysan o kadar iyidir... Buna rağmen kadınlar -iyi kadınlar- beni korkuttu. Çünkü onlar ruhunuzu ele geçirmek isterler sonunda. Peki o zaman ne kalırdı benden geriye korumak isteyeceğim? Açıkçası fahişeleri, düşmüş kadınları arzuladım. Çünkü ölüdür onlar ve serttirler. Çekip gittikleri zaman bir şey kaybetmezsiniz. Öte yandan bütün bunaltıcı bedellerine rağmen yumuşak, iyi kadınlara da hasret çektim. İki türlü de kaybettim. Güçlü bir adam her ikisinden de vazgeçerdi. Ben güçlü değildim. Böylece hayatım boyunca kadınlarla, kadın düşüncesi ile uğraştım durdum.”
Roman dili bakımından sade ve bir çırpıda okunabilecek bir özelliğe sahip. Fakat her insanın okuyabileceği ve beğenebileceği bir tazı içinde barındırmıyor. Bir okur ilk yirmi sayfadan sonra okumayı bırakırken, diğer bir okur kitabının sonuna kadar gidebilir. O yüzden kitabı tavsiye etme konusunda emin değilim. Her insanın okuması gereken bir başyapıt ve bir klasik değil. Charles Bukowski severlerin kesinlikle okuması gereken bir eser. Çünkü onun hayatının bir kısmını içeren bu kitap, Bukowski’nin hayranlarına ayrı bir bakış açısı kazandıracaktır. Bukowski’yi tanımak isteyenlerde bu kitapla onu okumaya başlayabilirler. Son olarak, kelime kullanımı ve içerik bakımından pek çok argo sözcük barındırması herkesin hoşuna gitmeye bilir. Bu kitap hem önerilir hem önerilmez. Karar sizin…
Yazar: Charles Bukowski
Çevirmen: Ali Pardo
Yayın Evi: Parantez Gazetecilik ve Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 310
ISBN: 9758441795
Bu romanını okumayı hiç düşünmüyordum ama bu yazıyı okuduktan sonra fikrim değişti galiba.
YanıtlaSilÇevirmen: Avi Pardo
YanıtlaSil